Resim Ödevi: Van GOGH ve Hayatı
Resim Ödevi: Van GOGH ve Hayatı
Hollandalı ressamın hayatını kısa bir özet olarak arayanlar için
Vincent Van Gogh (1853 - 1890)
Vincent Van Gogh, bir papazın oğlu olarak 1853 yılında Hollanda’nın güneyinde bir köyde dünya’ya geldi.
19.yüzyılın yazgısı en trajik sanatçılarından biri olan Van Gogh, içinde sürekli bunaltılar yaşar ve hiçbir işe yaramadığına olan inancı, bir şeyler yapma, bir çıkış bulma isteğidir bunaltılarının nedeni.
Acı çeker, mutsuzdur, huzursuzdur ve yalnızdır ama resimleriyle neşe ve sevinç uyandırmak istemiş, acıları sevince, hüzünleri neşeye ve yalnızlığı birlikteliğe döndürmeye çalışmıştır.
İnsanların yalnızlık, hüzün ve acı içindeki hallerinden etkilenip bunları da resimlerinde yansıtmıştır.
Acı çekenlere ilgi duymuştur; içinde yaşadığı dünyada kendisini uyumsuz hisseden bütün melankolikler gibi. Mutsuz olması yalnızlığındandır.
Hiçbir zaman hiçbir şeyi başaramayacağına olan inancı, kendisinden kuşku duyması, trajik yazgısı, yaşamına son vermesidir onu melankolik yapan.
Dünyada kendisini alçalmış, sevgilerden uzaklaşmış görmüştür Van Gogh.
Yararsızlığının kendi elinde olmadığını, yazgının çizdiği olaylar dizisi sonucu bir kafese tıkıldığını, bir şeyler yapmak istediğini ama bunun yolunu bulamadığını yazar Theo'ya mektuplarında.
Daha sonra yapacağı işi bulmuş ve kendini tamamıyla ona adamıştır büyük bir coşkuyla.
İlk dönem karakalem çalışmalarında maden işçilerini, köylüleri ele almış, patates yığınları, dokuma tezgahı gibi konuları işlemiş bir yandan da kasvetli gökler ve koyu renklerle iç karartıcı manzaralar resmetmiştir.
Patates Yiyenler tablosu bu kasvetli ve iç karartıcı dönemini simgeler ( Vincent Van Gogh Museum, Amsterdam).
1885 tarihli resimde iç mekanda günlük yaşam konu edinilmiştir. İşçiler kendi ektikleri patatesleri paylaşarak yerken gösterilmişlerdir.
Tek ışık kaynağı yukarıdan sarkan bir lambadır. Lambanın ışığı patatesleri aydınlatır. Resmin genelinde aynı renk ve tonlar hakimdir.
Yeşilin ve kahverenginin koyu tonları. Patatesin tozlu rengini elde etmeye çalışıyordu. Bütün resme hakim olan renk yabani patates rengiydi.
Resmin kasvetli ve karanlık görünümü ve insanların yüzleri, yoksulluğu melankolik bir atmosfer yaratıyor.
Bu tür insanları gözlemleyen Van Gogh da yoksulluğun ne demek olduğunu biliyordu Bu dönemlerde kardeşine yazdığı bir mektupta " Böyle devam ederse hedefime varamayacağım.
Bu kadar uzun zaman aç kalmasaydım bünyem daha kuvvetli olurdu.
Fakat her seferinde daha az çalışmak ya da aç kalmak şıklarından birini seçmem gerektiğinde ben hep aç kalmayı tercih ettim.
Bir insan buna nasıl dayanabilir? Açlığın etkisini resimlerimde öylesine görebiliyorum ki geleceğim için kaygılanıyorum".
Van GOGH'un Hayatı ödevi" bitti...
Hollandalı ressamın hayatını kısa bir özet olarak arayanlar için
Vincent Van Gogh (1853 - 1890)
Vincent Van Gogh, bir papazın oğlu olarak 1853 yılında Hollanda’nın güneyinde bir köyde dünya’ya geldi.
19.yüzyılın yazgısı en trajik sanatçılarından biri olan Van Gogh, içinde sürekli bunaltılar yaşar ve hiçbir işe yaramadığına olan inancı, bir şeyler yapma, bir çıkış bulma isteğidir bunaltılarının nedeni.
Acı çeker, mutsuzdur, huzursuzdur ve yalnızdır ama resimleriyle neşe ve sevinç uyandırmak istemiş, acıları sevince, hüzünleri neşeye ve yalnızlığı birlikteliğe döndürmeye çalışmıştır.
İnsanların yalnızlık, hüzün ve acı içindeki hallerinden etkilenip bunları da resimlerinde yansıtmıştır.
Acı çekenlere ilgi duymuştur; içinde yaşadığı dünyada kendisini uyumsuz hisseden bütün melankolikler gibi. Mutsuz olması yalnızlığındandır.
Hiçbir zaman hiçbir şeyi başaramayacağına olan inancı, kendisinden kuşku duyması, trajik yazgısı, yaşamına son vermesidir onu melankolik yapan.
Dünyada kendisini alçalmış, sevgilerden uzaklaşmış görmüştür Van Gogh.
Yararsızlığının kendi elinde olmadığını, yazgının çizdiği olaylar dizisi sonucu bir kafese tıkıldığını, bir şeyler yapmak istediğini ama bunun yolunu bulamadığını yazar Theo'ya mektuplarında.
Daha sonra yapacağı işi bulmuş ve kendini tamamıyla ona adamıştır büyük bir coşkuyla.
İlk dönem karakalem çalışmalarında maden işçilerini, köylüleri ele almış, patates yığınları, dokuma tezgahı gibi konuları işlemiş bir yandan da kasvetli gökler ve koyu renklerle iç karartıcı manzaralar resmetmiştir.
Patates Yiyenler tablosu bu kasvetli ve iç karartıcı dönemini simgeler ( Vincent Van Gogh Museum, Amsterdam).
1885 tarihli resimde iç mekanda günlük yaşam konu edinilmiştir. İşçiler kendi ektikleri patatesleri paylaşarak yerken gösterilmişlerdir.
Tek ışık kaynağı yukarıdan sarkan bir lambadır. Lambanın ışığı patatesleri aydınlatır. Resmin genelinde aynı renk ve tonlar hakimdir.
Yeşilin ve kahverenginin koyu tonları. Patatesin tozlu rengini elde etmeye çalışıyordu. Bütün resme hakim olan renk yabani patates rengiydi.
Resmin kasvetli ve karanlık görünümü ve insanların yüzleri, yoksulluğu melankolik bir atmosfer yaratıyor.
Bu tür insanları gözlemleyen Van Gogh da yoksulluğun ne demek olduğunu biliyordu Bu dönemlerde kardeşine yazdığı bir mektupta " Böyle devam ederse hedefime varamayacağım.
Bu kadar uzun zaman aç kalmasaydım bünyem daha kuvvetli olurdu.
Fakat her seferinde daha az çalışmak ya da aç kalmak şıklarından birini seçmem gerektiğinde ben hep aç kalmayı tercih ettim.
Bir insan buna nasıl dayanabilir? Açlığın etkisini resimlerimde öylesine görebiliyorum ki geleceğim için kaygılanıyorum".
Van GOGH'un Hayatı ödevi" bitti...
Etkinlik Ağırlıklı Dersler
- 4. Sınıf Beden Eğitimi 2. Dönem 1. Yazılı Soruları
- Beden Eğitimi 2. Dönem 2. Yazılı Soruları
- Görsel Sanatlar Performans Ödevi: Turgut Zaim'in Hayatı
- Gravür Nedir?, Nasıl Yapılır?
- Müzik Performans Ödevi: Müziğin Yaşama Katkıları
- Müzik Proje Ödevi: Türkü Hikayesi, Sözleri ve Notaları
- Osman Hamdi Bey ve Hayatı: En Ünlü Türk Ressamı
- Resim Ödevi: Picasso'nun Hayatı
- Resim Ödevi: Van GOGH ve Hayatı
- Resim Performans Ödevi: Picasso'nun Hayatı
- Resim Performans Ödevi: Ünlü Türk Ressamlarının Hayatları
- Teknoloji ve Tasarım Performans Ödevi: Müze Çeşitleri
- Teknolojinin Önemi (Teknoloji Tasarım Ödevi)