Hazır | Konular | Kitaplar

Cenazenin Yıkanması, Kefenlenmesi ve Namazı

Cenazenin yanıbaşında bulunan insanlar, vefat etmek üzere olan kişinin son nefesini verip vermediğini iyice kontrol ederler.

Vefat edince, bir bez ile çenesi başı üzerinden bağlanır. Gözleri kapatılıp elleri iki tarafına uzatılır. Şişmemesi için karnı üzerine bir demir parçası konulur. Yıkanıncaya kadar yanında Kur'ân okunmaz. Yıkanılacağı zaman, ayakları kıbleye gelecek şekilde teneşir üzerine yatırılır. Avret yeri açılmadan elbisesi çıkarılır ve ısıtılmış su ile yıkanır.

Vefat eden, namaz kılmakla mükellef birisi ise, yıkayıcı eline bir bez sararak örtüyü açmadan taharet yaptırır. Ağzına, burnuna su vermeden abdest aldırır.

Cünüp olduğu biliniyorsa ağzına ve burnuna da su verilir. Cünüp değilse; dudaklarının içini, dişlerini, burnun deliklerini ve göbeğinin çukurunu meshetmek kâfidir.

Başı ve sakalı sabunlu su ile yıkanır. Fakat saçları taranmaz. Yıkayıcı daha sonra cenâzeyi sol tarafı üzerine yatırıp sağ tarafını, sağ tarafı üzerine yatırıp sol tarafını yıkar. Sonra, belden yukarısını doğrultup, kendisine dayayarak karnını mesheder.

Cenâzeden necâset çıkarsa su ile temizler, yeniden abdest vermesi icâbetmez. Temiz bir bezle kurulayıp kefenler.

________________________________________
Kefen

Kefen; vefat eden müslümanın, sarılıp kabre konulduğu bezdir.

Kefen; erkekler için, kamis, izar, lifâfe; kadınlar için ise, kamis, izar lifâfe, baş örtüsü ve göğüsler üzerine bağlanan bezden ibarettir.

Kâfi miktarda bez bulunamayacak olursa, erkekler için izar ve lifâfe, kadınlar için de izar, lifâfe ve baş örtüsü kafi görülür. Bu kadar da bulanamazsa, cenâze bir beze sarılıp gömülür.

Kefenin beyaz ve pamuk kumaştan olması efdaldir.

____________________________________

Cenâze Nasıl Kefenlenir

Cenâze, kamis ile boynundan ayağına kadar, izar ile de başından ayağına kadar kefenlenir. Lifâfe ile de baştan ayağına kadar sarılıp dürülür ve iki ucu bağlanır.

Kefende, sol taraf sağ taraf üzerine dürülür. Cep ve yaka yapılmaz ve kenarları dikilmez.
Kadınlarda; baş örtüsü kamisin üzerine, lifâfenin altına gelecek şekilde örtülür.

________________________________________

Cenâze Namazı

Cenâze namazı, vefat eden din kardeşlerimiz hakkında duâ olmak üzere bir farz-ı kifâyedir.
Cenâze namazının kılınması için aranan şartlar şunlardır:

1. Ölenin müslüman olması. Müslüman olduğu bilinmeyen, bu hususta hâli gizli olan kimsenin cenâze namazı kılınmaz. Ölenin müslüman olduğuna muteber şâhid ve delil lâzımdır .

2. Ölünün yıkanarak temiz kefene sarılmış olması.

3. Ölünün, imam ve cemaatin önünde olması.

4. Ölünün tamamının veya bedeninin çoğunun mevcut olması. Eğer bedeninin çoğu gitmiş veya başsız olarak yarısı varsa namazı kılınmaz, yıkanmaz. Bir beze sarılarak gömülür.

______________________________________

Cenâze Namazının Kılınışı

Cenâze namazı dört tekbir ve kıyâmla edâ edilir. Bu namazda secde ve rükû yoktur.

İmam, ölünün göğsü hizasında durur. Cemâat da arkasında saf tutar. Cemâata ölünün erkek veya kadın olduğu duyurulur, ona göre niyet edilir.

Yâni "Allâh için namaza, meyyit için duâya, er kişi (veya hâtun kişi) niyetine uydum hâzır olan imâma" diye kalben niyet edip imamın arkasından tekbir alınır. İlk tekbiri alırken eller kulak hizâsına kadar kaldırılıp göbek altında bağlanır, Sübhâneke, "ve celle senâüke" ile okunur.

Bundan sonra eller kaldırılmadan ikinci bir tekbir alınır. Bu tekbirleri imam âşikâr, cemâat ise gizli alır. "Allâhümme salli ve Allâhümme bârik..." okunur. Bundan sonra üçüncü tekbir alınır ve cenâze duâsı okunur.

Cenâze duâsını bilmeyenler burada "Allâhümme innâ nesteıynüke..." yi yâni kunut duâsını veya duâ niyeti ile Fâtiha-i şerîfeyi okurlar. Daha sonra dördüncü tekbir alınır, eller yan tarafa bırakılıp selâm verilir.

Üçüncü tekbirden sonra okunacak cenâze duâsı:
اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِحَيِّنَا وَمَيِّتِنَا وَشَاهِدِنَا وَغَائِبِنَا وَكَبِيرِنَا وَصَغِيرِنَا وَذَكَرِنَا وَاُنْثَانَا اَللَّهُمَّ مَنْ اَحْيَيْتَهُ مِنَّا فَاَحْيِهِ عَلَى اْلاِسْلاَمِ وَمَنْ تَوَفَّيْتَهُ مِنَّا فَتَوَفَّنَا عَلَى اْلاِيمَانِ وَخُصَّ هَذَا الْمَيِّتَ بِالرَّوْحِ وَالرَّاحَةِ وَالرَّحْمَةِ وَالْمَغْفِرَةِ وَالرِّضْوَانِ اَللَّهُمَّ اِنْ كَانَ مُحْسِنًا فَزِدْ فِى اِحْسَانِهِ وَاِنْ كَانَ مُسِيئًا وَتَجَاوَزْ عَنْهُ وَلَقِّهِ اْلاَمْنَ وَالْبُشْرَى وَالْكَرَامَةَ وَالزُّلْفَى بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ

"Allâhümmağfir lihayyinâ ve meyyitinâ ve şâhidinâ ve gâibinâ ve kebîrinâ ve sağîrinâ ve zekerinâ ve ünsânâ. Allâhümme men ahyeytehû minnâ feahyihî alel islâmi ve men teveffeytehû minnâ feteveffehû alel îmâni ve hussa hâzelmeyyite (*) birravhi verrâhati verrahmeti velmağfireti verrıdvân. Allâhümme in kâne muhsinen (**) fezid fî ihsânihî ve in kâne müsîen fetecâvez anhü ve lakkıhil' emne velbüşrâ velkerâmete vezzülfâ birahmetike yâ erhamerrâhimîn." (***)

________________________________________

(*) Kadın ise "hâzihil meyyite" denir.

(**) Kadın ise "in kânet muhsineten fezid fî ihsânihâ ve in kânet müsîeten fetecâvez anhâ ve lakkıhel'emne" denir.

(***) Mânâsı: Allâh'ım! Bizim dirilerimizi, ölülerimizi, hâzır ve gâib olanlarımızı, büyüklerimizi ve küçüklerimizi, erkeklerimizi ve kadınlarımızı afv ü mağfiret buyur.

Yâ Rabb! Bizden yaşattıklarını İslâm üzere yaşat. Bizden öldürdüklerini iman üzere öldür. Bilhassa bu ölüyü kolaylığa, rahatlığa, mağfirete, rızâna erdir.

Yâ Rabb! Eğer bu ölü, muhsin ise ihsanını artır; ve eğer yaramaz bulunmuş ise affet. Kendisine emniyet, beşâret, kerâmet ve kurbaniyet nasib buyur, rahmetinle, ey erhamerrâhimîn."

________________________________________

Cenâze erkek çocuk ise, yukarıdaki duâ "alel îmâni" den itibaren şöyle okunur:

"Allâhümmec'alhü lenâ feratan vec'alhü lenâ ecran ve zuhrâ. Allâhüm-mec'alhü lenâ şâfian ve müşeffean."

Cenâze kız çocuk ise, yukarıdaki cenâze duâsı

"alel îmâni" den itibâren şöyle okunur: "Allâhümmec'alhâ lenâ feratan vec'alhâ lenâ ecran ve zuhrâ. Allâhümmec'alhâ lenâ şâfiaten ve müşeffeaten."

________________________________________

Mühim Hatırlatma

1. Bir çok kimseler, cenâze namazının dördüncü tekbirinde, ya hiç ellerini bırakmadan selâm vermekte veya sağ tarafa selâm verince sağ elini, sol tarafa selâm verince de sol elini yana bırakmaktadır.

Bu hareketlerin her ikisi de yanlıştır. Doğrusu, dördüncü tekbiri aldıktan sonra her iki eli yana bırakıp selâm vermektir. Çünkü kendisinde sünnet olan bir zikrin bulunduğu kıyamlarda eller bağlanır. Sünnet olan bir zikrin kalmadığı kıyamlarda ise, eller bağlanmaz, yana salınır. (Dürer, 1/ 53)

2. Cenâze namazı içinde imam açıktan "Allâhü Ekber" diye tekbir aldıkça bazı kimseler kafalarını kaldırmaktadırlar. Bu da yanlış ve tehlikeli bir harekettir. Doğrusu, ne kafa ile ve ne de başka bir azâ ile namaz müddetince hiçbir harekette bulunmamaktır.

3. Cenâze namazı kılınıcak yer veya ayakkabı temiz değilse, ayakkabıyı çıkarıp üzerine basmalıdır.

________________________________________

Kabir ve Defin

Cenâze namazı kılındıktan sonra, tabutun dört ayağından tutup götürmek sünnettir. Mümkünse kırk adım taşımalıdır. Taşıyanlar sür'atle ve sallamadan götürürler. Cenâzeyi takip ederken yüksek sesle zikir yapmak, mezarlıkta cenâze yere konmadan oturmak mekruhtur.

Kabir en az yarım adam boyu derinlikte ve cenâzenin rahatça girebileceği genişlikte kazılmalıdır. Daha derin kazılması daha iyidir. Kabrin kazılması tamamlanınca yer sert ise lahit yapılır. Yâni kabrin kıble tarafı, cenâzenin sığabileceği kadar oyulur ve cenâze oraya konulur. Cenâze kabre kıble tarafından indirilir. Kabre koyan kimse, cenâzeyi, sağ tarafı üzerine koyarak yüzünü kıbleye çevirir.

Koyarken de, "Bismillahi ve alâ milleti Resûlillâh" der. Kefenin baş ve ayak tarafındaki bağlar çözülür. Lahdin içindeki cenâzenin üzerine toprak dökülmemesi için kerpiç konulur.

Kerpiç kolay temin edilecekse, onun yerine kuru odun parçası veya kiremit gibi şeyler koymak mekruhtur. Kabrin üzeri toprakla örtülür. Aynı yerden çıkan topraktan olması şartı ile, bir karış kadar yükseltilir, deve hörgücü gibi yapılır.

Uzunca veya dört köşe yapılmaz.
Kabir sahibinin eseri kaybolmaması için taşlarına yazı yazmakta beis yoktur. Cenâzeyi ev içine gömmek mekruhtur. Ev içine gömülmek peygamberlere mahsustur. Sahibinden zorla alınan yere defnetmek de câiz değildir.

Cenâze sahiplerine tâziye yani başsağlığı dilemek üç gündür. Üç günden sonra tâziye mekruhtur.
Ölüyü bir şehirden diğer bir şehire götürmek faydasız ve mekruhtur.

Ölen kimsenin rûhu için Kelime-i Tevhîd ve Kur'ân-ı Kerîm hatimleri yaptırılıp ruhuna hediye edilmelidir. Bu ve benzeri hatimlerde ölü için çok büyük ecir, sevap ve fâide vardır. Yine ölünün rûhu için sadaka verip hayırlar yapmalı, fakirlere yardım ve ikramda bulunulmalıdır.

Bu yazıda

"cenaze kabre nasıl konulur?, cenaze namazı nasıl kılınır?, kefen nasıl sarılır?" soruları cevaplandı.