Hazır | Konular | Kitaplar

Yemek Adabı

Denilir ki, yemekte dört şey farzdır:

1- Ancak helâl’den yemek,
2- O nimetin Allâhü Teâlâ hazretlerinden olduğunu bilmek,

3- Yediklerine râzî olmak,
4- Allâhü Teâlâ hazretlerine asla isyan etmemektir; bu yemeğin kuvveti kendisinde olduğu müddetçe (o kuvvetle günah işlememektir…)

Yemekte dört şey sünnettir:

1- Yemeğin başında besmele çekmek,
2- Yemeğin sonunda Allâhü Teâlâ hazretlerine hamd etmek ,
3- Yemekten önce ellerini yıkamak ve yemekten sonra ellerini ve ağzını yıkamak, (3/334)
4-Yemekte otururken (eğer yer sofrasında ise) oturma esnasında, sol ayağını yere koyup sağ ayağını dikmektir…

Yemekte dört şey edeplerdendir:

1 - Kendi önüne gelen taraftan yemek,
2- Lokmalarını küçük yapmak,
3- Yemekleri tam çiğnemek,
4- Yemek esnasında başkasının lokmalarına (ve ağzına) bakmamaktır…


Yemekte İki şey şifâ’dır

1 - Sofraya dökülen ekmek kırıntılarını yemek,
2- Tabağı sünnet etmek…
Yemekte iki şey mekruhtur:
1 - Yemeği koklamak,
2- Yemeğe üflemektir.

Sıcak Yemek

Yemeği sıcak olarak yememelidir. Ta yemeği soğutup öyle yemelidir. Muhakkak ki yemeğin lezzeti sıcaklıkta ve bereketi de soğuk olmasındadır…

Akıllı Kişinin İşi

Allâhü Teâlâ hazretlerinin rızâsını talep etmek için çalışan akıllı kişiye düşen vazife;
1- Helal gıda tahsil etmeli,
2- Nimet ve fazileti veren Allâhü Teâlâ hazretlerine çok şükretmeli,
3- (Ve asla unutmamalı ki) Allâhü Teâlâ hazretlerinin kulun üzerinde, zahirî ve bâtinî bir çok nimetleri; gizli ve aşikâr bir çok lütufları bulunmaktadır…

Her yemekten sonra mutlaka yemek duasını okumalıyız. Gerek kısa veya gerekse uzun olsun fark etmez. Ama mutlaka yemek duasını okumalıyız. Yemek duasını öğrenmeli ve çocuklarımıza öğretmeliyiz. Nüzhetü’l-Mecâlis” isimli mevize ve malumat deryası kitabda şöyle buyurulmaktadır:

Hazret-i Ebû Bekir Sıddîk (r.a.)tan Efendimiz (s.a.v.) hazretlerinden rivayet ettiler: -”Kim, yemekten boşaldıktan bir ihlâs sûresini okursa, Allâhü Teâlâ hazretleri o kişi için kırmızı yakuttan cennette bir şehir yaratır. Ve onun yemiş olduğu her lokma sebebiyle ona on hasene yazar...” Nüzhetü’l-Mecâlis, c. 1,s. 28,
İsmail Hakkı Bursevi(k.s.), Ruhu’l Beyan Tefsiri