Hazır | Konular | Kitaplar

Her Namazın Bir Vakti, Her Vaktin Bir Hesabı Var

Her Namazın Bir Vakti, Her Vaktin Bir Hesabı Var




İnsan ve Hayat Dergisi 2012 Aralık Sayısında, çok güzel bir yazı neşretti. Sizler için aynen aktarıyoruz.

Her Namazın
Bir Vakti
Her Vaktin
Bir Hesabı Var
Namaz Vakitleri


>

Her ibadetin bir vakti, her
vaktin de bir hesabı var.


Buradaki hesap iki türlü.

Biri namaz vakitlerini
hesaplama, diğeri ise farzı
yerine getirip getirmemenin
hesabını vermekle alakalı.


Birincisinde Müslümanlar
ibadetin zamanını hesaplıyor,
ikincisinde ise yapılan
ibadetin hesabını Hazreti
Allah’a veriyorlar.

Bu yazımız,
namazın vaktini hesaplamakla
alakalı.

İbadetin hesabını
vermek tabi ki daha önemli;
ama şimdilik küçük bir
hatırlatma ile iktifa ediyoruz.


Bu yazıyı okumaya
başlamadan önce bir şey
yapmanızı istiyorum.


Gecelerini gündüzlere
katarak, İslamiyet’i en güzel şekilde
yaşayıp diğer Müslümanlara da
yaşatmak için Kuran-ı Kerim,
sünnet-i seniye ve icma’dan hüküm
çıkartan müçtehitlerin ruhlarına
Fatiha okumanızı rica ediyorum.
Çünkü onlar, hayatın her alanına
ve insanların her anına sirayet eden
bu dini, farklı farklı memleketlere,
kültürlere, ırklara ulaştırmakla
kalmadılar, dünyanın farklı
coğrafyalarda yaşayan insanların
karakter ve mizaç farklılığına
rağmen ahkâm-ı ilâhiyeyi onlara en
iyi şekilde tatbik ettirdiler. Onların
Kuran-ı Kerim, sünnet-i seniye ve
icma’dan hassasiyetle çıkarttıkları
hükümleri yüzyıllar sonra bizler bile,
şimdi gönül rahatlığı ile tatbik edip
sevap kazanıyoruz. Elhamdülillah…
Namaz vakitleri Kuran-ı Kerimde
yedi yerde zikredilmiştir. Bu
yerlerden Rûm Süresi ayet on yedi
ve on sekizde Hazreti Allah şöyle
buyuruyor: “Akşama ulaştığınızda,
(akşam ve yatsı vaktinde) sabaha
kavuştuğunuzda, gündüzün
sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde
Allah’ı tesbih edin (namaz kılın),
ki göklerde ve yerde hamd O’na
mahsustur.”
İbn Abbas Hazretleri bu ayet-i
kerimelerle alakalı “Hazreti Allah bu
iki ayet-i kerimede beş vakit namazı
vakitleriyle beraber bildirmektedir.”
diyor. Ayet-i kerimede namaz
vakitlerinin sınırları, bizim
anlayabileceğimiz şekilde net olarak
çizilmemiş. Ancak bu sınırlar daha
sonra Peygamberimiz’in tarifine
uygun olarak tespit edilmiştir.
Çünkü Kuran-ı Kerimde geçen beş
vakit namazın vakitlerinin ince bir
şekilde uygulamalı tayini, Efendimiz
tarafından yapılmıştı.
Peygamber Efendimiz’in ashabına
uygulayarak gösterdiği vakitler,
kendisine Cebrail Aleyhisselam
tarafından, bir defa namazların ilk
vaktinde, bir defa da son vaktinde
kıldırarak gösterilmiştir.
Her ne kadar yeni teknolojilerin
kullanımıyla namaz vakitleri çok
daha farklı usuller kullanılarak tayin
edilse bile, ayet-i kerime ve hadis-i
şeriflerden çıkartılan hükümler
göz önünde bulundurulmadan,
ibadet edilecek vakitlerin tespiti
mümkün değildir. Beş vakit
namazın hükümlerine, vakitlerin
hesaplanmasına ve hesaplanan bu
vakitlere ilm-i fıkhın yolunda verilen
fetvalarla temkinleri ilave edilerek
son halinin verilmesine geçmeden
önce, namaz vakitlerinin tarihi
seyri ve bu seyir içerisinde yapılan
çalışmaları, pratik uygulamaları ve
icat edilen aletleri kısaca tanıyalım.
Takvimin tarihi seyri
Astronomi ilmi, tarihte diğer
milletler tarafından “hobby”
olarak görülürken, Müslümanlar
astronomiyi ibadetleri kolaylaştıran
bir ilim olarak ele almışlardır.
Bu sebeple İslam dünyasında
astronomi, ibadet vakitlerinin
farklı muhitlerde pratik uygulama
çalışmalarının yürütüldüğü saha
olmuştur.