Hazır | Konular | Kitaplar

Yalan ve Yalancı Nasıl Anlaşılır?

Yalan ve Yalancı Nasıl Anlaşılır?



Yalan; öyle bir haslettir ki, çoğu kişinin şikayet ettiği halde şikayetçi olduğu hususu, kendilerinin de sıkça kullandığı bir gerçektir.





işte yalan bunu hepimize yaşatan bir olgudur.

YALAN İŞARETLERİ

“Yalan söyleyen kişilerin elleriyle yaptıkları jestler azalmaktadır.

Normal olarak el jestleri ifadeyi güçlendirmek amacıyla yapılır.

Kişi büyük çoğunlukla konuşulan kelimelerin anlamlarını artırmak için yaptığı el hareketlerinin farkında değildir.

İnsan konuşurken elini “salladığı” nı bilir ancak ellerinin gerçekte ne yaptığını bilmez. Tam olarak bilmemek kişiyi şüpheye düşürür ve böylece yalan söyleyen kişinin ellerinin hareketleri azalır.

Bunun sonucunda insan içinde yaşadığı çelişkiden ötürü ellerinin kendisini ele vereceğinden çekinir ve ellerini ya cebine sokar, ya üzerine oturur veya bir eliyle diğerini tutar.


Bu kendi kendine temas zor zamanda anne elinin tutulması yerine geçerek, iç gerginliği de hafifletir.”


“Yalan söyleyen kişinin elini yüzüne götürme ve yüz çevresine değdirme sayısı artmaktadır. Bir konuşma sırasında insan elini arada sırada yüzüne götürür.

Ancak kişinin samimi olmadığı bir görüşme sırasında bu jestin sayısında çok büyük ölçüde artış görülmektedir.”


“Elin yüze gitmesi sırasında yapılan hareketler çeneyi tutmak, dudaklara bastırmak, ağzı örtmek, buruna değmek yanağı ovuşturmak, gözün altını kaşımak, kulak memesini çekmek ve saçla oynamaktır.


Bir yalan sırasında bütün bu jestlerin sayısında artış görülmekle beraber ağzı örtmek ve buruna değmek jestlerinde adeta patlama olur.”


“İnsan ağzından çıkacak kelimeleri tutmak ve yaptığını örtmek ihtiyacındadır. Elin ağzı örtmesi çeşitli biçimlerde olur.


Parmaklar dudakların üzerinde trampet çalabilir, işaret parmağı üst dudak üzerinde durabilir veya el ağzın hemen yanında durabilir.”


“Çocuklar yalan söylerken elleriyle ağızlarını kapatırlar. Bu durum tam olarak çocuklardaki gibi olmasa da yetişkinlerde de elin dudakların çevresinde dolanması şeklinde ortaya çıkar.”


“Bu sebeple elin burna gitmesi, ağzı örtmesine kıyasla daha gelişmiş, ince ve soyutlanmış bir harekettir.

Ağzı örtmeye gelen el hemen yukarıda bulunan buruna uzanır ve böylece daha sembolik ve stilize bir hareket yapılmış olur.”


“Yalan söyleyen kişi bir iç gerginlik geçirdiği için bedeninde bir çok fizyolojik değişiklik olur.

Kan basıncının yükselmesi, kalp vurum sayısının artması, ter bezi faaliyetlerinin artması gibi yalan söylerken kaydedilen fizyolojik değişikliklerin yanı sıra burunda bir kaşınma duygusu yaşanır.”


“Yalan söyleyen bir insanın konuşurken beden hareketlerinde bir artış olmaktadır.


Yalan söylendiği zaman duyulan rahatsızlık ve huzursuzluk, özellikle otururken kişinin durumunda değişiklik yapmasına, oturduğu koltukta öne-arkaya veya sağa-sola hareket ederek, pozisyon değiştirmesine sebep olmaktadır.

Bu pozisyon değişikliğinin ardında büyük bir ihtimalle “keşke başka bir yerde olsaydım” duygusu yatmaktadır.”


“Yalan söyleyen bir kişinin el jestleri azalırken, el sallama hareketi artmaktadır. Belki de böylece kişi elini silkme biçiminde hafif hafif sallayarak, sözleriyle ilgili sorumluluğunun kendisine ait olmadığını anlatmak istemektedir.”


“ Yalan söyleyen bir insanın yüz ifadesi büyük çoğunlukla normale çok yakındır. Ancak yüz ifadesinde yalanı ele veren en önemli ipucu, kişinin gözlerini sık sık konuştuğu kişiden kaçırmasıdır.”

Psikolog Dr.lar Zuhal ve Acar Batlaş’lar “Bedenin Dili” adlı kitaplarında yalan işaretlerini yukarıdaki şekliyle özetlemişlerdir.

Ahmet Şerif İzgören “Dikkat Vücudunuz Konuşuyor” adlı kitabının “yalan” kısmında yalan işaretlerine şöyle değiniyor:

“İnsanlar yalan söylerlerken bedenlerinde birtakım değişiklikler olur. Terleme, kızarma, kekeleme, gibi.”

“Küçük çocuklar yalan söylerken iki eliyle birden ağızlarını kapatma ihtiyacı duyarlar.

Biraz büyüdükleri zaman tek elleriyle ağızlarını kapatma başlarlar(13-18 yaşları arası).yirmili otuzlu yaşlara doğru yalan söyleyen bir kişinin elini ağzına doğru götürdüğü veya yarı yoldan döndüğü görülür.”


“Normal seyreden bir görüşme sırasında karşınızdakinin ses tonundaki değişmeler, değişik tavırlar takınması, bir anda elin göze veya ağza gidip gelmesi karşınızdakinin yalan söylemeye başladığının işaretleridir.”


“Karşınızdaki kişinin gözlerini sizden kaçırmaya başlaması da yalan konusunda önemli ipuçlarındandır.” Sizinle görüşen bir kişi gözlerini sizden kaçırmaya, başka taraflara bakmaya başlamışsa bilin ki karşınızdaki kişi size yalan söylüyordur.


“Eğer insanlar bazı gerçekleri gizliyor veya yalan söylüyorlarsa ellerini iç güdüsel olarak gizleme ihtiyacı duyarlar.”

İnsanlar bunu çeşitli şekillerde yaparlar. Mesela ellerin ceplere sokulması veya ellerin masanın altına saklanması gibi.


“Karşınızdaki kişinin elleri masanın altındaysa size gerçek nedenleri söylemiyordur. Ancak eller masanın üzerindeyken gerçek nedenler anlaşılabilir.”


“Karşınızdaki kişi avuçları açık olarak sizinle konuşuyorsa bu onun sizden bir şeyler gizlemediğinin göstergesidir.”


“Yalan söylerken en profesyonel yalancıların bile gizleyemediği tek şey göz bebeklerinin küçülmesidir.


Çünkü göz bebekleri insanın kontrolü dışındadır. Yalan söyleyen insanların göz bebekleri küçülür.” Beklide bunun nedeni insanın söylediklerini kontrol etmeye çalışmasından kaynaklanır.


Çünkü yalan söyleyen kişi o an içine düştüğü durumdan kurtulmanın yollarını arar. Farkında olmadan düşünürken göz bebeklerini kısar


Zuhal-Acar Baltaş’lar yalan işaretlerinin geçerliliğiyle ilgili olarak bu işretlerin “kişinin içinde bulunduğu durumun değerlendirilmesiyle anlam kazanan bir anahtar”olabileceğini belirtmektedirler.


Ayrıca bu işaretlerin kesin bir şekilde insanın yalan söylediğinin değil de yalan söyleme ihtimalinin de olabileceği konusunda ipuçları verebileceğini belirtirler.


Bu ipuçlarının yalan ve samimiyetsizliği ortaya çıkarmada ancak anahtarın bir parçası olabileceğini söylemektedirler.

İnsanın bir konuşma sırasında birden bire bir suçlamayla karşılaşması durumunda, sık sık elini yüzüne götüreceğini, oturduğu yerde huzursuz davranışlar sergileyeceğini belirtmektedirler.

Yine bu duruma örnek olarak, iş mülakatında bulunan bir kişinin bulunduğu ortamın ve soruların baskısı nedeniyle bunaldığından elini birçok defa yüzüne götürebileceği ve huzursuz davranışlarda bulunabileceği belirtilmektedir.


Bunun nedeninin ise; kişinin verdiği cevapların nasıl değerlendirileceğini bilememesi nedeniyle hata yapma endişesinin yattığı belirtilmektedir.


Bu sebeplerden dolayı, sıralanan bu bilgilerin doğrudan doğruya yalan işaretleri olarak değil de tereddüt, baskı, şüphe, samimiyetsizlik ve korkudan da ileri gelebileceğini belirtmektedirler.


A.Şerif İzgören ise, bir görüşme sırasında karşınızdakinin bir an burnuna dokunması sonucu onu, yalancılıkla suçlamanın doğru bir davranış olmadığına değinmektedir.


Ayrıca yalan söyleyen kişinin, beden diliyle söyledikleri arasındaki çelişkilerin fark edilmesiyle anlaşılabileceği, bunun da ancak iyi bir gözlem ve tecrübe gerektirdiğini belirtmektedir.


Her iki kitap da incelendiğinde, yalan işaretlerinin en çok eller ve yüzde ortaya çıktığı gerçeğiyle karşılaşmaktayız.

Çünkü insanların açıkta kalan ve neredeyse gizlenmesi imkansız olan azaları eller ve yüzdür. Ayrıca her alanda (ifadelerimizi kuvvetlendirmek de dahil )ellerimizi kullanırız.


Bir konuşma sırasında ellerimizi sık sık hareket ettiririz. Bunu fark ederiz ama ne yaptığımızı bilmeyiz.

Aynı şekilde konuşmalarımız sırasında mimiklerimizi de çok sık kullanırız. Zaman zaman gülücükler saçarız.


Bazen de kaşlarımızı çatarız. Yeri geldiğinde yüz ifadelerimizle karşımızdaki kişiye kendisini can kulağıyla dinlediğimiz hissini veririz.


Beden dilimiz düşüncülerimizin bir aynasıdır. İçimizden geçenleri karşımızdakine tam olarak söylemeden de beden dilimizi kullanarak düşüncelerimizi karşımızdakine hissettirebiliriz.

İşte tüm bunların uyum içinde olmaması bize yalan konusunda ipuçlarını verir.


Yalan söyleyen bir kişinin beden hareketlerinde bir patlama görülür.

Çünkü yalan söyleyen kişi karşısındakine söylediklerini kabul ettirmek için çalışır. Bu da bir bocalamaya neden olur. Yüz ifadeleri değişebilir ve yüzünde karışık ifadeler görülebilir.


Yalan söyleyen bir kişinin bazı beden hareketlerinde de azalmalar görülür.

Mesela elin kullanılması azalır. Kişi yalan söylerken elini saklama ihtiyacı duyar. Bu, iç güdüsel bir davranıştır.

Bunun sebebi, herhalde bir açık verme korkusundan ileri gelmektedir.


Yine de tüm bu işaretlerin karşımızdaki kişinin yalan söylediğini kayıtsız şartsız ortaya koyduğu düşünülmemelidir.

Kişinin o anki ruhsal durumu, güvensizlik, üzerindeki çeşitli baskılar gibi nedenler de saydığımız davranışların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.


Karşınızdaki bir kişide bu tip davranışlar varsa hemen yalan söylediği yargısında bulunmak doğru bir davranış değildir.belki de yaptığı bazı hareketler kişinin her zaman yaptığı davranışlar arasında yer alıyordur.



Sıkılgan bir kişide de bu tip davranışların görülmesi olasıdır. Çünkü böyle kişiler konuşmayı pek sevmezler ve içe kapanıktırlar.

Soru sorulduğunda da çekingen, kısa , şüpheli ve net cevaplar vermezler. Hareketleri de heyecanlandığı için tutarsızlıklarla doludur.


Böylesi bir kişiye beden diline bakarak yalan söylüyor diyebilir miyiz?


Sonuç olarak, beden dilinden bir kimsenin yalan söyleyip söylemediğini anlamanın ancak iyi bir gözlemle ve tecrübelerle anlaşılabileceğini aklımızdan çıkarmamamız gerekir.


Çünkü yalan işaretleri konusunda kesin yargılarda bulunmak doğru bir yaklaşım değildir. Erken yargılarla gereksiz yere bir arkadaşınızın güvenini kaybedebilirsiniz.


Unutmayın! Yalan işareti olarak gözüken pek çok şey şüphe, samimiyetsizlik, güvensizlik, bunalma işaretleri de olabilir.

1 yorum

yalanci

bence yalan soyluyen insan yalana inanan insandan akilli

28.08.2013 - Ziyaretci