Sultan 2. Abdülhamit Han Fransa, İngiltere ve Amerika'yı Dize Getirmişti
Tarih, İslam düşmanlarının Efendimize hakaret girişimlerini defaatle kaydetmiştir.
Sultan II. Abdülhamid Han’ın Hz.Muhammed’e (SAV) Sevgisi
Birkaç yıl önce Danimarka ve Norveç’in tetiklediği Hz. Peygamberimiz (sav)’e hakaret eden karikatür ve şimdi de aynı aşağılık amaca hizmet eden film...
Bu tür hakaretler Osmanlı döneminde de yaşandı.
Bundan 118 yıl önce de, Fransız Henri de Bourneir’in yazdığı “Muhammed” adlı piyes de benzer bir infial meydana getirmişti.
O zaman İslam dünyasının siyasi otoritesini Sultan II. Abdulhamit temsil ediyordu.
Fransa’nın tanınmış simalarından Bourneir’in Paris tiyatrolarında sahneye koydurmak istediği
piyes, Sultan Abdulhamit’in büyük tepkisiyle karşılaştı.
Konu, Fransa ve Osmanlı Devleti arasında ciddi bir krize dönüştü.
Araştırmacı-yazar Ahmet Uçar, “II Abdülhamit han’ın Avrupa Sahnelerine Müdahalesi Dünya’ya Konan
Ambargo” başlığıyla 1997’de, Tarih ve Medeniyet Dergisi’nin 36. sayısında
yayınladığı makalede, belgelerle gelişmeler anlatıldı.
NOTA ÜSTÜNE NOTA
Sözkonusu tiyatro oyununun Fransa, İngiltere ve Amerika’da sahneye konulması bekleniyordu.
Piyesle ilgili biletler ve davetiyeler basılmıştı.
Hz. Peygamber’i(sav) tahkir eden piyesten Bab-ı Ali Hükümeti ve Sultan Abdulhamit han derhal haberdar edildi.
Osmanlı Dışişleri Bakanlığı ile Osmanlı’nın
Paris’teki elçiliği arasında bir dizi yazışma başladı.
Yazışmaların başlığı “Hz.Muhammed Aleyhisselatü vesselam hazretlerinin nam-ı kudsiyelerine karşı tertip olunan oyuna dair” şeklindeydi.
Yazışmalarda ‘facia-i mahude’ olarak nitelen piyesin oynatılmaması için her türlü girişimin yapılması bildiriliyordu.
Hz. Peygamber’in tahkir edilmesi karşısında aslan gibi kükreyen Sultan Abdulhamit han, Fransa’nın İstanbul’daki Büyükelçisi Kont Montebella aracılığıyla
Fransa Hükümeti’ne sert uyarılarda bulundu.
Paris Büyükelçisi Esad Paşa derhal Fransız Hariciyesi ve Eğitim Bakanlığı’na başvurdu.
Fransa Eğitim Bakanlığı’nın ‘hakaret-name’de bazı değişiklikler yapılması suretiyle sahneye konulması yönündeki teklifi de Abdulhamit han’dan red cevabı aldı.
Oyun hiçbir şekilde sahneye konmamalıydı. Sultan Abdulhamit han, oyunun sahnelenmesi halinde Osmanlı-Fransız ilişkilerinin son bulacağı ültimatomunu
Fransız Büyükelçisi Montebello aracılığıyla Fransa Hükümetine bir kez daha bildirdi.
AMERİKA CESARET EDEMEDİ
Osmanlı Devleti ile bozuşmayı göze alamayan Fransa Hükümeti köşeye sıkışmıştı.
Konu Fransız Kabinesi’nde tartışıldı. Kabinenin kararı ‘hakaret-name’nin Fransa’da hiçbir tiyatroda sahnelenmemesi yönündeydi.
Fransızların verdiği karar Fransa Sefiri Montebello tarafından 22 Mart 1890’da Osmanlı Dışişlerş Bakanlığı’na bildiriliyordu. Sefir, hükümetinin kararının
acilen Sultan Abdulhamit han’a iletilmesini rica ediyordu. Sefir, telgrafında
“Hazret-i Hünkar’ın Hükümetim tarafından alınan bu kararı, hem kendilerine
hem de Osmanlı Hükümeti’ne karşı hükümetimin dostluğuna bir delil olarak değerlendireceğine inanıyorum.
Bu karar yeniden başlayacak dostluğumuzun teminatı olur ümidindeyim” diyordu.
Fransa ile Osmanlı Devleti arasındaki
kriz böylece sona ermişti.
Sultan Abdulhamit han, Fransa Cumhurbaşkanı
Sadi Carnot’ya bir nişan vererek karardan duyduğu memnuniyeti ifade ediyordu.
Ne var ki Mösyö Bornier, ‘hakaretname’sini İngiltere’de sahneye koymak için girişimlerde bulundu.
Ancak Abdulhamit han’ın müdahalesi üzerine İngiltere de oyunu yasakladı.
İslam Peygamberi’ne(sav) hakaret etmekte ısrar eden Bornier, bu kez de, 1892’de Amerika’yı şovuna alet etmek
istedi.
Osmanlı’nın Amerika sefiri Mavroyani’nin oyunun sahnelenmemesi için verdiği mücadele de sonuç verdi.
Bornier’in ‘hakaret-name’si Amerikan
tiyatrolarından da kendine sahne bulamadı.
ÜLTİMATOM KORKUTTU
Sultan Abdulhamit han daha önce de Voltaire’nin yazdığı “Muhammed yahut Taassup” adlı piyesinin Fransa’da sahnelenmemesi içinde sert uyarılarda bulunmuştu.
Fransızlar oyunu sahneden kaldırmışlar, ancak oyun
İngiltere’de oynanmıştı.
İngiltere’ye de ültimatom veren Sultan Abdulhamit han, oyunun durdurulmaması halinde, Halife sıfatıyla bir beyanname yazarak İslam dünyasının her yerinde yayınlanacağını ve dağıtacağı uyarısında bulundu.
İngiltere’nin sömürgelerinde, başta Hindistan olmak üzere 70-80 milyon Müslüman yaşıyordu.
Bu rakamlar Osmanlı Müslümanlarının yedi sekiz katıydı.
Abdulhamit’in ültimatomu etkili oldu.
Müslüman sömürgelerinde sorun istemeyen İngiltere, ‘hakaretname’yi sahneden kaldırttı.
Dini şov haline getirenleri engelledi
Sultan İkinci Abdulhamit han, dini değerlerin rencide edilmesine izin vermezdi.
Hollanda’da Osmanlı’yı küçük düşüren “HAengelledi. Amerikalılar, Mısır’dan getirtilen sahte dervişlerin yol parasını karşılayarak ABD’den ayrılmalarını
sağladılar.
Abdulhamit han, Şikago’da açılan bir fuarda teşkil edilen Osmanlı reyonunda
cami maketi yapılması ve ücretli olarak gösterilmesini rencide edici bularak
engelledi.
Sultan II. Abdülhamid Han’ın Hz.Muhammed’e (SAV) Sevgisi
Birkaç yıl önce Danimarka ve Norveç’in tetiklediği Hz. Peygamberimiz (sav)’e hakaret eden karikatür ve şimdi de aynı aşağılık amaca hizmet eden film...
Bu tür hakaretler Osmanlı döneminde de yaşandı.
Bundan 118 yıl önce de, Fransız Henri de Bourneir’in yazdığı “Muhammed” adlı piyes de benzer bir infial meydana getirmişti.
O zaman İslam dünyasının siyasi otoritesini Sultan II. Abdulhamit temsil ediyordu.
Fransa’nın tanınmış simalarından Bourneir’in Paris tiyatrolarında sahneye koydurmak istediği
piyes, Sultan Abdulhamit’in büyük tepkisiyle karşılaştı.
Konu, Fransa ve Osmanlı Devleti arasında ciddi bir krize dönüştü.
Araştırmacı-yazar Ahmet Uçar, “II Abdülhamit han’ın Avrupa Sahnelerine Müdahalesi Dünya’ya Konan
Ambargo” başlığıyla 1997’de, Tarih ve Medeniyet Dergisi’nin 36. sayısında
yayınladığı makalede, belgelerle gelişmeler anlatıldı.
NOTA ÜSTÜNE NOTA
Sözkonusu tiyatro oyununun Fransa, İngiltere ve Amerika’da sahneye konulması bekleniyordu.
Piyesle ilgili biletler ve davetiyeler basılmıştı.
Hz. Peygamber’i(sav) tahkir eden piyesten Bab-ı Ali Hükümeti ve Sultan Abdulhamit han derhal haberdar edildi.
Osmanlı Dışişleri Bakanlığı ile Osmanlı’nın
Paris’teki elçiliği arasında bir dizi yazışma başladı.
Yazışmaların başlığı “Hz.Muhammed Aleyhisselatü vesselam hazretlerinin nam-ı kudsiyelerine karşı tertip olunan oyuna dair” şeklindeydi.
Yazışmalarda ‘facia-i mahude’ olarak nitelen piyesin oynatılmaması için her türlü girişimin yapılması bildiriliyordu.
Hz. Peygamber’in tahkir edilmesi karşısında aslan gibi kükreyen Sultan Abdulhamit han, Fransa’nın İstanbul’daki Büyükelçisi Kont Montebella aracılığıyla
Fransa Hükümeti’ne sert uyarılarda bulundu.
Paris Büyükelçisi Esad Paşa derhal Fransız Hariciyesi ve Eğitim Bakanlığı’na başvurdu.
Fransa Eğitim Bakanlığı’nın ‘hakaret-name’de bazı değişiklikler yapılması suretiyle sahneye konulması yönündeki teklifi de Abdulhamit han’dan red cevabı aldı.
Oyun hiçbir şekilde sahneye konmamalıydı. Sultan Abdulhamit han, oyunun sahnelenmesi halinde Osmanlı-Fransız ilişkilerinin son bulacağı ültimatomunu
Fransız Büyükelçisi Montebello aracılığıyla Fransa Hükümetine bir kez daha bildirdi.
AMERİKA CESARET EDEMEDİ
Osmanlı Devleti ile bozuşmayı göze alamayan Fransa Hükümeti köşeye sıkışmıştı.
Konu Fransız Kabinesi’nde tartışıldı. Kabinenin kararı ‘hakaret-name’nin Fransa’da hiçbir tiyatroda sahnelenmemesi yönündeydi.
Fransızların verdiği karar Fransa Sefiri Montebello tarafından 22 Mart 1890’da Osmanlı Dışişlerş Bakanlığı’na bildiriliyordu. Sefir, hükümetinin kararının
acilen Sultan Abdulhamit han’a iletilmesini rica ediyordu. Sefir, telgrafında
“Hazret-i Hünkar’ın Hükümetim tarafından alınan bu kararı, hem kendilerine
hem de Osmanlı Hükümeti’ne karşı hükümetimin dostluğuna bir delil olarak değerlendireceğine inanıyorum.
Bu karar yeniden başlayacak dostluğumuzun teminatı olur ümidindeyim” diyordu.
Fransa ile Osmanlı Devleti arasındaki
kriz böylece sona ermişti.
Sultan Abdulhamit han, Fransa Cumhurbaşkanı
Sadi Carnot’ya bir nişan vererek karardan duyduğu memnuniyeti ifade ediyordu.
Ne var ki Mösyö Bornier, ‘hakaretname’sini İngiltere’de sahneye koymak için girişimlerde bulundu.
Ancak Abdulhamit han’ın müdahalesi üzerine İngiltere de oyunu yasakladı.
İslam Peygamberi’ne(sav) hakaret etmekte ısrar eden Bornier, bu kez de, 1892’de Amerika’yı şovuna alet etmek
istedi.
Osmanlı’nın Amerika sefiri Mavroyani’nin oyunun sahnelenmemesi için verdiği mücadele de sonuç verdi.
Bornier’in ‘hakaret-name’si Amerikan
tiyatrolarından da kendine sahne bulamadı.
ÜLTİMATOM KORKUTTU
Sultan Abdulhamit han daha önce de Voltaire’nin yazdığı “Muhammed yahut Taassup” adlı piyesinin Fransa’da sahnelenmemesi içinde sert uyarılarda bulunmuştu.
Fransızlar oyunu sahneden kaldırmışlar, ancak oyun
İngiltere’de oynanmıştı.
İngiltere’ye de ültimatom veren Sultan Abdulhamit han, oyunun durdurulmaması halinde, Halife sıfatıyla bir beyanname yazarak İslam dünyasının her yerinde yayınlanacağını ve dağıtacağı uyarısında bulundu.
İngiltere’nin sömürgelerinde, başta Hindistan olmak üzere 70-80 milyon Müslüman yaşıyordu.
Bu rakamlar Osmanlı Müslümanlarının yedi sekiz katıydı.
Abdulhamit’in ültimatomu etkili oldu.
Müslüman sömürgelerinde sorun istemeyen İngiltere, ‘hakaretname’yi sahneden kaldırttı.
Dini şov haline getirenleri engelledi
Sultan İkinci Abdulhamit han, dini değerlerin rencide edilmesine izin vermezdi.
Hollanda’da Osmanlı’yı küçük düşüren “HAengelledi. Amerikalılar, Mısır’dan getirtilen sahte dervişlerin yol parasını karşılayarak ABD’den ayrılmalarını
sağladılar.
Abdulhamit han, Şikago’da açılan bir fuarda teşkil edilen Osmanlı reyonunda
cami maketi yapılması ve ücretli olarak gösterilmesini rencide edici bularak
engelledi.
Tarihi Konular
- "Çaka Bey" :İlk Türk Denizcisi
- 10 Sınıf Tarih 2. Dönem 2. Yazılı Soruları-Test
- 12 Sınıf Tarih 2. Dönem 2. Yazılı Soruları-Test
- 24 Nisan Tarihi Tamamen Yalandır.
- 9. Sınıf Tarih 2. Dönem 1. Yazılı Soruları- Karma
- Ahmet Cevdet Paşa ve Hayatı
- Alay Beyi Nedir ve Kimlere Denir?
- Ayasofya Çok Mahzun...
- Bilim Tarihi Sahte İsimlerle Dolu...
- Çimpe Kalesi'nin Alınması : Osmanlının Rumeli'ye İlk Geçişi
- Din Eğitimini Yasaklayan Kanun: Tevhid-i Tedrisat
- Diyanetin Türkçe Ezan Utancı
- Dolmabahçe Sarayı Hakkında Temel Bilgiler
- Ecdadımıza Söven "Yalan Tarih" Artık Bıktırdı!
- Elektrikle Aydınlanan İlk Şehir: TARSUS
- Ermenilerin "Soykırım Yalanı"nın Kısaca İçyüzü
- Esrarengiz Piri Reis Haritasının Sırları Çözülemiyor...
- Evliya Çelebi "Seyahatname"sini Neden Yazmış?
- Fatih Sultan Mehmed’in Annesinin Kabri Nerede?
- Fibula Nedir?
- Fransa'da Endülüs Tarafından Fethedilecekti
- İlk Türk İslam Devleti: Karahanlılar Ve Özellikleri
- İslamiyet Öncesi Dönemde Türklerin Kullandığı Başlıca Kelimelerin Manaları
- İslamiyetten Önce Türklerde Devlet Yapısı ve Yönetim Şekilleri
- İstanbul Sadece Osmanlı'nın Değil Suların da Başkentiydi
- İstanbul'da 2 Adet Hırka-i Şerif Var
- Kadeş Antlaşması ve Antlaşmanın Ayrıntıları
- Kadir Mısıroğlu ve Hayatı: Yakın Tarihin Örtülü Yalanlarını Ortaya Çıkaran Müslüman Tarihçi
- Karamanoğlu Mehmet Bey
- Kel Aliço; Üst Üste 27 Yıl Kırkpınar Başpehlivanı