Pertevniyal Valide Sultan Külliyesi'nin İçler Acısı Hali
Pertevniyal Valide Sultan Külliyesi'nin İçler Acısı Hali
7 Kıta dergisi mayıs ayı sayısında, mühim bir konuyu daha gündemimize getirdi
Valide Sultan’a ait türbe...
Tamir Edilsin; Ama Nasıl ve Kimlerce?
Pertevniyal Valide Sultan Külliyesi içinde yer alan meşhur ve abidevî cami ve cami avlusunda bulunan Valide Sultan’a ait türbe yaklaşık 90 yıldır muhtelif sebeplerle gördüğü “tamirat” ve “yeniden yapım”lar, çalışmaları yürüten işçilerin dur durak tanımayan darbeli makineleri yüzünden artık mecalsiz düştü.
Yakında, Allah saklasın, külliyen yıkılıp gidecek!
Sultan İkinci Mahmud Han’ın hanımı ve maktûl-i merhûm Sultan Abdülaziz Han’ın annesi Pertevniyal Valide Sultan tarafından yaptırılan ve 1871’de tamamlanan Pertevniyal Valide Sultan Camii, baktıkça insana keyif veren mimarisi ve işçiliğindeki zarafetiyle İstanbul’u İstanbul yapan nadide varlıklardan biri.
Aslında bir külliye dâhilinde yaptırılan bu camiden başka aynı külliye içinde türbe, türbedâr odası, muvakkithane, kütüphane de vardı.
Kütüphane iç duvarlarından biri yıkılarak camiye dâhil edilmiş, avluda yer alan muvakkithane yapı düzenleme çalışmaları sırasında sökülmüş, fakat tekrar kurulamadığından (!) ortadan kaldırılmış ve içerisinde Valide Sultan’la beraber torunu Yusuf İzzeddin Efendi’nin oğlu Mehmed Sadeddin’in de medfûn bulunduğu türbe bugün perişan bir halde.
Bugün hâlâ ayakta kalabilen cami ise, etrafında harıl harıl işleyen raylı sistem, ayrıca eksik olmayan ağır inşaat çalışmaları sebebiyle aynı akıbete uğrayabilir!
Yeniden türbeye dönelim: 1926-29 ve 1958 yıllarında iki defa yerinden edilen, nihayet 1968-69’da bugünkü yerine monte edilen türbe, bugün de yine “tadilat” adı altında yenileme çalışmalarının kurbanı olmuş.
Yalnız türbe değil, cami haziresi de harap bir vaziyette: Cami ve haziredeki müştemilatta yıllar süren çalışmalar sırasında haziresinde yatanlar yalnız bir taş yığınından ibaretmiş gibi inşaat malzemeleri üzerlerine alelade yığılmış, mezar başlıkları savrulup gitmiş.
Restoratör olarak çalıştırılan ustalar yaptıkları çalışmanın şuurunda olmalılar.
Her santimetresi “tarih” olan bu eserlere dokunan ellerin tarih şuuruna sadık, ondan öte çalıştıkları eserin tarihçesi hakkında bilgili olması halinde güzel eserler ortaya çıkacaktır…
7 Kıta dergisi mayıs ayı sayısında, mühim bir konuyu daha gündemimize getirdi
Valide Sultan’a ait türbe...
Tamir Edilsin; Ama Nasıl ve Kimlerce?
Pertevniyal Valide Sultan Külliyesi içinde yer alan meşhur ve abidevî cami ve cami avlusunda bulunan Valide Sultan’a ait türbe yaklaşık 90 yıldır muhtelif sebeplerle gördüğü “tamirat” ve “yeniden yapım”lar, çalışmaları yürüten işçilerin dur durak tanımayan darbeli makineleri yüzünden artık mecalsiz düştü.
Yakında, Allah saklasın, külliyen yıkılıp gidecek!
Sultan İkinci Mahmud Han’ın hanımı ve maktûl-i merhûm Sultan Abdülaziz Han’ın annesi Pertevniyal Valide Sultan tarafından yaptırılan ve 1871’de tamamlanan Pertevniyal Valide Sultan Camii, baktıkça insana keyif veren mimarisi ve işçiliğindeki zarafetiyle İstanbul’u İstanbul yapan nadide varlıklardan biri.
Aslında bir külliye dâhilinde yaptırılan bu camiden başka aynı külliye içinde türbe, türbedâr odası, muvakkithane, kütüphane de vardı.
Kütüphane iç duvarlarından biri yıkılarak camiye dâhil edilmiş, avluda yer alan muvakkithane yapı düzenleme çalışmaları sırasında sökülmüş, fakat tekrar kurulamadığından (!) ortadan kaldırılmış ve içerisinde Valide Sultan’la beraber torunu Yusuf İzzeddin Efendi’nin oğlu Mehmed Sadeddin’in de medfûn bulunduğu türbe bugün perişan bir halde.
Bugün hâlâ ayakta kalabilen cami ise, etrafında harıl harıl işleyen raylı sistem, ayrıca eksik olmayan ağır inşaat çalışmaları sebebiyle aynı akıbete uğrayabilir!
Yeniden türbeye dönelim: 1926-29 ve 1958 yıllarında iki defa yerinden edilen, nihayet 1968-69’da bugünkü yerine monte edilen türbe, bugün de yine “tadilat” adı altında yenileme çalışmalarının kurbanı olmuş.
Yalnız türbe değil, cami haziresi de harap bir vaziyette: Cami ve haziredeki müştemilatta yıllar süren çalışmalar sırasında haziresinde yatanlar yalnız bir taş yığınından ibaretmiş gibi inşaat malzemeleri üzerlerine alelade yığılmış, mezar başlıkları savrulup gitmiş.
Restoratör olarak çalıştırılan ustalar yaptıkları çalışmanın şuurunda olmalılar.
Her santimetresi “tarih” olan bu eserlere dokunan ellerin tarih şuuruna sadık, ondan öte çalıştıkları eserin tarihçesi hakkında bilgili olması halinde güzel eserler ortaya çıkacaktır…
Tarihi Konular
- "Çaka Bey" :İlk Türk Denizcisi
- 10 Sınıf Tarih 2. Dönem 2. Yazılı Soruları-Test
- 12 Sınıf Tarih 2. Dönem 2. Yazılı Soruları-Test
- 24 Nisan Tarihi Tamamen Yalandır.
- 9. Sınıf Tarih 2. Dönem 1. Yazılı Soruları- Karma
- Ahmet Cevdet Paşa ve Hayatı
- Alay Beyi Nedir ve Kimlere Denir?
- Ayasofya Çok Mahzun...
- Bilim Tarihi Sahte İsimlerle Dolu...
- Çimpe Kalesi'nin Alınması : Osmanlının Rumeli'ye İlk Geçişi
- Din Eğitimini Yasaklayan Kanun: Tevhid-i Tedrisat
- Diyanetin Türkçe Ezan Utancı
- Dolmabahçe Sarayı Hakkında Temel Bilgiler
- Ecdadımıza Söven "Yalan Tarih" Artık Bıktırdı!
- Elektrikle Aydınlanan İlk Şehir: TARSUS
- Ermenilerin "Soykırım Yalanı"nın Kısaca İçyüzü
- Esrarengiz Piri Reis Haritasının Sırları Çözülemiyor...
- Evliya Çelebi "Seyahatname"sini Neden Yazmış?
- Fatih Sultan Mehmed’in Annesinin Kabri Nerede?
- Fibula Nedir?
- Fransa'da Endülüs Tarafından Fethedilecekti
- İlk Türk İslam Devleti: Karahanlılar Ve Özellikleri
- İslamiyet Öncesi Dönemde Türklerin Kullandığı Başlıca Kelimelerin Manaları
- İslamiyetten Önce Türklerde Devlet Yapısı ve Yönetim Şekilleri
- İstanbul Sadece Osmanlı'nın Değil Suların da Başkentiydi
- İstanbul'da 2 Adet Hırka-i Şerif Var
- Kadeş Antlaşması ve Antlaşmanın Ayrıntıları
- Kadir Mısıroğlu ve Hayatı: Yakın Tarihin Örtülü Yalanlarını Ortaya Çıkaran Müslüman Tarihçi
- Karamanoğlu Mehmet Bey
- Kel Aliço; Üst Üste 27 Yıl Kırkpınar Başpehlivanı