Hazır | Konular | Kitaplar

"Öğrenme Kaabiliyeti"nin Şifreleri

Öğrenme programında asıl olan, o konuya önceki ve sonraki konularla bağlantılı olarak çalışmak ve konuyu öğrenmeden geçmemektir.


Çalışma programı, daha çok öğrenciyi masaya bağlayan ve belirlenen saatlerde o masada çalışma yapma ve orada bulunma zorunluluğu getiren bir planlama türüdür.

Çalışma programlarında genellikle öğrenmenin bilimsel ayrıntılarına girilmez. Sadece, planlanan zamanda konulara çalışılıp, test çözülmesi öngörülür.


Oysa öğrenme programında asıl olan, bütün konulara şöylesine bir göz atıp, sonra da test çözmek değildir.

Öğrenme programında asıl olan, o konuya önceki ve sonraki konularla bağlantılı olarak çalışmak ve konuyu öğrenmeden geçmemektir.

Öğrenme programı yaparken öncelikle, eksik olunan yani öğrenilmemiş konular belirlenmeli. Sonra bu konuların neden öğrenilemediği programa yazılmalıdır. Bu öğrenememe nedeni, yanlış çalışma olabileceği gibi, temel konu eksikliğinden de kaynaklanabilir.

Eğer öğrenememe yanlış çalışmaktan kaynaklanıyorsa, o zaman öğrenciye yeni bir çalışma yolu ve yöntemi belirlenmelidir.


Öğrenememe temel eğitim eksiğinden kaynaklanıyorsa, mutlaka, önceki konulara yönelinmeli. O konulardaki eksiklikler kapatılmalıdır.

Öğrenciye, öğrenme programı yaparken, eksik olduğu konulara paralel olarak, o konuların bağlantılı olduğu konuların da liste halinde çıkartılması gerekir.
Öğrenme programı yaparken, öğrenmenin üç önemli aşaması dikkate alınmalıdır.

I. KONUNUN TANINMASI

Konuyu tanıma aşaması, o konuyu okuyup geçmek şeklinde tanımlanabilir.

Bu o konuyu öğrenme anlamına gelmez. Farklılıkların ayırdedilmesi, zorunda kalındığında, o ayrım yapılamaz ve sorular doğru yanıtlanamaz.

Öğrenciler genellikle, çalışma programları ile konuları tanıma aşamasında kalmaktadırlar. Bu da büyük sorunlar yaratmakta, öğrenci çalışmasında çare olmadığını düşünmektedir.

II. KONUNUN DĠĞER KONULARLA BENZERLİK VE FARKLILIKLARINI ÖĞRENME

Ardışık konuların, birbiri ile bağlantılı olduğu bilinen bir gerçektir. Bu iki konunun birbiri ile benzerlik ve farklılıklarını öğrenmek, o konuyu büyük ölçüde öğrenmek anlamına gelir.
Bu nedenle, öğrenciler çalışırken elde ettikleri bilgileri kafalarında yan yana getirmek zorundadırlar. Kafada yan yana gelen konunun benzerlik ve farklılıklarını bulabilmek daha kolay olacaktır. Bu da soruları doğru yanıtlanmasını sağlayacaktır.


Öğrenme programında mutlaka konuların diğer konularla benzerlik ve farklılıklarının saptanması için ayrıca bir çalışma yaptırılmalıdır.

III. ÜRETİM AŞAMASI
Üretim aşaması öğrenme aşamasıdır. Çalışılan konunun bütün ayrıntıları ve bakış açısıyla öğrenilmesidir.
Üretim aşamasına geçmiş olan bir öğrenci, o konuyu arkadaşlarına anlatıp, onların da öğrenmesini sağlayabilir.
Üretim aşamasına geçmiş olan bir öğrenci, konuya çok değişik açıdan bakmayı öğreneceği için o konudan gelen sorularda yanlış yapmaz.
Üretim aşamasındaki öğrencilere en önemli tavsiyem, öğrendikleri konuları arkadaşlarına da öğretmeye çalışmalarıdır. Çünkü, bu durumda öğrenci, arkadaşı konuyu anlamadıkça bakış açısını değiştirecek, genişletecektir. Böylece o da konuyu bütün boyutları ile öğrenmiş olacaktır.

ÇALIIMA PROGRAMINDA AKILDA TUTMAK DEĞİL, ÖĞRENMEK ESAS ALINMALIDIR

Akılda tutmak, sadece verilenlerle sınırlıdır. Yani anlatılan bir konuyu akılda tutmak, sadece anlatılanlarla sınırlıdır.
Evin yolunu aklımızda tutmak ayrı, evin yolunu bilmek ayrıdır.
Evin yolunu aklımızda tutmak demek, sadece gittiğimiz yolu, sokağı, caddeyi aklımızda tutabilmektir
Oysa böyle bir durumda, eve başka bir yoldan gitmemiz gerektiğinde, evi bulamamamız büyük bir ihtimaldir.
Evin adresini bilmek, onu öğrenmek ise, şehirdeki konumu, semtteki diğer sokak ve caddelerle bağlantısı, trafik akışı bütünlüğü içerisinde evin yerini algılamaktır.
Nerden ve hangi yoldan gidilirse gidilsin, aynı kolaylıkla evi bulabilmektir.
İşte akılda tutmak ile öğrenmek arasındaki önemli fark da buradadır.
Anlatılan bir konuyu sadece anlatıldığı kadarıyla, verilen örneklerle, çözülen sorularla sınırlı tutup, bunları aklımıza yazmamız, başarılı olmak için asla yeterli olmayacaktır.
Anlatılan konunun, diğer konularla bağlantıları, benzerlikleri, farklılıkları iyice öğrenilmelidir. Hangi konu üzerinden gelinirse gelinsin, o konu ile doğru bilgiye ulaşma yolları bilinmelidir.
Eğer, sadece anlatılan akılda tutulup, o konuya kuşbakışı bakarak, bütün bağlantıları algılanmaya çalışılmaz ise, öğrenme gerçekleşmez.
Örneğin, I. TBMM’ni tam olarak anlamak için şu konuları da bilmek gerekir:
- Fransız İhtilali ilkeleri ve orada oluşturulan meclisler
- Son Osmanlı Mebuslar Meclisi
- Kongreler dönemi
- Ulusal egemenlik, temsil hakkı, anayasa, yasama, yargı, yürütme, hükümet
gibi kavramlar bilinmelidir.
Eğer bu yapılmaz ise, sadece I. TBMM’ni aklımızda tutmuş oluruz.
Bir de Fizik dersinden, örnek verecek olursak; öğrenci Basınç konusunda zorlanıyor ve bu konuyu öğrenemiyorsa, o zaman şu konulara da ayrıca çalışması ve öncelikle bunları öğrenmesi gerekir.
- Kimya dersindeki gaz basıncı, fizik dersindeki basınç konusuyla bağlantılıdır.
- Kimyadaki ısı-sıcaklık, yine Fizikteki basınç ile bağlantılıdır.
Yani Fizikteki basınç konusundan sorunu olan öğrenci, kimyadaki gaz basıncı ve ısı-sıcaklık konularına çalışarak işe başlamalıdır.
Yine Fizik dersindeki vektörler konusu, Matematikteki vektörlerle bağlantılıdır.
Fizikteki hareket konusu, Matematikteki türev ile bağlantılıdır.
Fizikteki hareket konusunu öğrenmek isteyen bir öğrencinin, Matematikteki türev konusundan çalışmaya başlaması gerekir.
Tabi ki, türevi bilmek için limit konusunu, limiti bilmek için de diziler konusunu iyi öğrenmek gerekir. Yine türevi bilmeyen integrali asla öğrenemez.
Görüldüğü gibi, fizik dersindeki hareket konusunu öğrenmekte zorlanan öğrenci, matematiğe dönüp, tâ dizilerden başlayıp limite, oradan da türeve kadar çalışmalı.
Eğer öğrenci bunu yaparsa bir yıl boyunca sadece hareket konusuna çalışıp öğrenememe gibi bir durumdan kurtulup, bir ya da iki hafta içinde matematikteki bu üç konuya çalışarak hareket konusunu öğrenmiş olacaktır.
Diğer bir ifadeyle haftalar boyu hareket konusunu ve problemlerini aklında tutup, sonuçta öğrenememe çelişkisine düşmekten kurtulmuş olacaktır.
Bir örnek de kimya dersinden verecek olursak:
Mol konusunu öğrenmek isteyen bir öğrencinin, Matematikten dört işlem ve oran-orantı konusunu iyi bilmesi gerekir.
Yani öğrencinin, kimyadaki matematiksel işlem sorularında, başarılı olabilmesi için, matematikten üslü sayılarla ilgili dört işlemi iyi kavraması gerekir.
Kimyadaki madde konusunu öğrenmekte sıkıntı çeken bir öğrencinin, Fizikteki madde ile ilgili temel kavramları öğrenmesi gerekir.
Yine Kimyadaki asit ve bazlarda öğrencinin PH-POH kavramlarını iyi öğrenebilmesi için, Matematikteki logaritmayı bilmesi gerekir.
Kısacası bir konuyu öğrenmek isteyen öğrenci öncelikle o konunun iç ve dış bağlantılı konularını da öğrenmek zorundadır.
Bir konunun iç bağlantısından kastım, örneğin kimya dersindeki bir konunun, yine kimya dersindeki diğer konularla olan bağlantısıdır.
Dış bağlantıdan kastım ise, örneğin kimyadaki bir konunun, matematikteki bir konuyla bağlantı içerisinde olmasıdır.