Hazır | Konular | Kitaplar

Bir Anne Baba Çocuğundan Ne Bekler?

Anne Ve Babaların Çocukları Üzerindeki Beklentileri




Günümüzde yaşam koşullarının zorlaşması, işsizlik oranın artması çocukların geleceğe daha umutsuz bakmalarına neden oluyor. Doğal olarak da bu endişeleri en yoğun olarak yaşayan şüphesiz anne ve babalardır.

Bu nedenle anne ve babalar çocuklarına daha iyi eğitim koşulları sunmak için yoğun bir çaba harcıyorlar.

Çocukları üzerindeki beklentileri artıyor. Çocukların da gerek ileride daha iyi bir yaşam koşullarına sahip olmak için yoğun çaba içine girmeleri, gerek anne ve babaların çocukları üzerindeki yoğun beklentileri çocuklar üzerinde ağır bir yük oluşturuyor.

Ancak ailelerin çocuklarının kusursuz, mükemmel olmaları gerektiğine ilişkin yargıları hem anne babaların kendilerini üzmekte hem de çocukları üzmektedir.

Anne ve babaların çocuklarını, diğerlerinin çocukları ile karşılaştırmaları, sürekli daha başarılı olmalarına ilişkin çabaları çocuklar üzerinde olumsuz etki yaratır.

Çocuklara yapılan olumsuz eleştiriler, baskılar çocukta değersizlik ve yetersizlik duygularının yerleşmesine neden olur. Bu durumda çocuk hiçbir zaman hiçbir şeyi yapamayacağına inanır ve öğrenilmiş çaresizliği yaşar.


Eğer çocuk başarısızlık yaşamışsa, bu başarısızlığın arkasında yatan nedenler araştırılıp gereken önlemler alınarak bu başarısızlıklar önlenebilir.

Başarısızlık yaşantıları fazla olan çocuklar kendilerine güvenmezler, yeteneksiz olduklarını düşünürler. Oysa ki başarısızlığın nedenini yeteneksizlik olarak düşünmek büyük bir yanılgıdır.


Bu nedenle çocuğun kendisini yeteneksiz olarak algılaması yaşamında yer alan diğer başarı durumlarını görmesini engelleyecek ve var olan olumlu yönlerini hiçe saymasına neden olacaktır.

Özellikle ilkokul dönemi çocukta beceri duygusunun geliştiği dönemdir. Bu beceri duygusu çocuğun yaptığı etkinliklerin ailesi ve çevresi tarafından beğenilmesiyle ilgi görmesiyle gelişir.

Özellikle okul yaşantılarında başarısız olan çocuğa “Hiçbir zaman başarılı olamayacaksın, başarısızsın...” gibi suçlayıcı, yargılayıcı ifadeler kullanmak çocukta aşağılık duygularının gelişmesine yol açar.

Çocukların ders konusunda yakındıkları en önemli konu anne ve babaların çocuklarına” Boş boş oturacağına ders çalış, hiç dersin yok mu senin...”gibi ifadelerde bulunmalarıdır.


Oysa ki çocuklara böylesi uyarılarda bulunmak yerine onları ders çalışmaya güdülemek istenilen davranışların çocukta görülmesinde etkili olacaktır.

Çocuğun başarısını arttırmak için ona kendisini rahat hissedebileceği, gerginlikten uzak bir öğrenme ortamının yaratılması gerekir.

Özellikle eşler arasındaki geçimsizliğin, kavgaların çocuğa yansıması çocuğun dikkatini derse vermesini engeller ve bu durum çocuğun kişilik gelişimini de olumsuz yönde etkiler.

Kişilik gelişimini sağlıklı olarak tamamlayamamış bir çocuktan ders başarısı beklemek bir yanılgıdır.


Şüphesiz çocuğun kişilik gelişimi olumlu yönde sağlanırsa yaşamın diğer alanındaki başarılar da buna bağlı olarak artar. Çünkü temelde sağlıklı bir kişilik gelişimi yatar.

Elbette ki anne ve babalar çocukları hakkında hep iyi niyetlere, iyi duygulara sahip; ancak farkında olmadan yanlış yöntemler kullanıyorlar.

Anne ve babaların çocuklarına ilişkin kaygıları, endişeleri elbette ki yadsınamaz.

Ancak yaşanan bu gerginliklerin ve aşırı beklentilerin içinde olmak hem anne ve babayı hem de çocukları rahatsız ediyor.

O nedenle çocukların gerek kişiliklerinin, gerekse ilgilerinin, yeteneklerinin ve sınırlılıklarının bilinmesi, buna göre bir eğitim olanağının sunulması ve buna göre beklentilerin oluşturulması anne baba ve çocuklarda yaşanan bu endişe ve sıkıntıların azalmasında etkili olacaktır.