Hazır | Konular | Kitaplar

ÖĞRENME SÜRECİNDE GERİ TEPME

EĞİTİM ALMAYI REDDETMEK VE DİĞER ÖĞRENEMEME NEDENLERİ



Öğrencinin öğrenememe sürecini eğitim yöntemlerindeki eksikliğe bağlamayıp, başarısızlığın nedenlerini kendi dışındaki somut ve psikolojik etkenlerle açıklayıp, hızla kurumsal eğitim uygulamalarından uzaklaşması hali, öğrenmede öğrencinin geri tepme sürecine girmesidir.


Öğrencinin geri tepme sürecine doğru sürüklenmesinde şu aşamalar karşımıza çıkar.

OKULLARIN ETKİSİZLEŞTİRİLMESİ


Öğrenci okulda öğrenemediği inancına kapılır ve okul dışında bir arayışa girer.


Öğrencinin okulu silme çabası aslında dershanelerin kendi aralarındaki artan rekabetin etkisiyle, ödev, etüt ve daha bir çok özel uygulamalarla öğrencinin bütün zamanını doldurup, ona dinlenecek alan bırakmamaları oldukça çok etkili olmuştur.


Çünkü öğrenci para karşılığında hizmet aldığı dershanenin üstünü çizmektense, okulun üstünü çizmeye ve her şeyi dershaneden beklemeye başlamıştır.

Dershaneler ise, okuldan boş gelen çocuğun bu eksikliklerini kapatacak kadar geniş zamana sahip olmadıkları için, öğrenciye az zamanda çok iş yaptırmak yönteminden hareket etmek zorunda kalmışlardır.

Öğrencinin mecburen gittiği okulu da sayarsak, hiçbir boş zamanının kalmaması ise okul ve okuldaki öğretmenlerin etkisinin daha da azalmasına yol açmıştır.


Çünkü, artık çocuğun tek bir gözden çıkaracağı zaman kalmış; o da okul dersleri olmuştur.

Oysa dershaneler okuldan boş gelen çocuğun, bu açığını kapatacak bir yapılanmaya sahip olmadıkları için bu konuda yeterince başarılı olamamışlardır.

DERSHANELER OKULLAŞMA SÜRECİNE GİRMİŞTİR


Dershanelerin test pratiği vermek ve öğrencilerin küçük konu eksiklerini kapatmak yönündeki yapılanmasına rağmen, sıfırdan bir konuyu öğrenciye anlatmak zorunda kalmaları onların asıl işlevlerinde bir zayıflamaya yol açmıştır.

Bu süreci yoğun etütlerle kapatmak isterken de, beynin dinlenme ve serbest kalıp bilgileri sindirme sürecine girememesi nedeniyle de, aktarılan bilgilerin beynin fonksiyonu icabı, sürekli olarak beyin tarafından silinmesi durumunu ortaya çıkarmıştır.

Dershaneler okullaşırken, tersine bir süreç başlamış ve okullar dershaneleşmeye başlamıştır.

OKULLARIN DERSHANELEŞMESİ
Okulların bir kısmında yoğun olarak test çalışmaları yapılarak, öğrenciye okulu cazip kılma çabası başlamıştır.

Öğrencinin konu anlatımına itibar etmemesi ve dersleri eğlenceye dönüştürmesi nedeniyle ileri bir hizmet olarak yansıtılan bu uygulama, ters tarafa doğru koşan okulların ortaya çıkmasına meydan vermiştir.

Birbirini tamamlaması gereken okul ve dershane bu şekilde birbirinin yaptığı işi istem dışı üstlenerek, kendi varlıklarına da büyük darbe indirme sürecine girmişlerdir.

ÖZEL DERS ARAYIŞININ ARTMASI
Okul ve dershane bazındaki bu karmaşa, öğrenci ve velilerin özel ders arayışını hızlandırmıştır.

Ben özel dersi, her zaman tıptan umudunu kesip, bitkilere, otlara yönelen alternatif tıp arayışına benzetirim.

Tıbbın çözmesi gereken ve hatta sadece tıbbın çözeceği bir hastalığı, tıptan vazgeçip, sadece otlarda, çiçeklerde, yapraklarda aramak ne kadar akla aykırı ise, okul ve dershanenin çözebileceği bir sorunu, sadece özel derste aramak o kadar sakıncalı ve sonuç getirmeyecek olan alternatif bir uygulamadır.
Eğitimde geri tepme sürecinin özel derse kadar düşmesi, öğrencinin ben kapasitesiz biriyim” psikolojisine kapılmasının da hızlandığı bir süreci başlatır.

Başka bir açıdan bakıldığında da öğrencinin okulu, dershaneyi ve buradaki öğretmenleri yetersiz ilan edip, kendisine “yeterli öğretmen” arayışına girmesidir.

Eğitimcilerin yorgun oldukları ve ölü zamanlarını kullandıkları özel dersler çoğunlukla, soru çözen bir öğretmen ve onu izlemeye çalışan bir öğrencinin sergilediği görüntüden öteye gidememektedir.

Özel derslerde öğrencisini hiç zorlamadan, onun takıldığı her yeri anında anlatan, çözemediği her soruyu çözüveren öğretmenlerin, bu uygulaması eğitim adına tam bir fiyasko ile sonuçlanırken, öğrencinin arayışı ve geri tepme süreci daha da hızlanmaktadır.

Öğrenci her öğretmenin kendisine bir konuyu anlatıyor olmasına karşın, konuyu anlayamaması ve çalışmaya karşı isteksiz olmasını bir psikolojik aşama olarak değerlendirip, geri tepme sürecinin psikoloğa başvurma aşamasına geçmektedirler.

ÖĞRETMEN YERİNE PSİKOLOĞA
Matematik ve fen derslerinde sorun yaşayan, bunları sevmeyen ve hiç çalışmak istemeyen öğrencilerin bu tutumu tamamen konuları öğrenemiyor olması nedenine bağlıyken, bunu bir psikolojik durum olarak değerlendirmek son derece hatalıdır.

Öğrenci konuları anladıkça, soruları çözmeye başlar, soruları çözdükçe de istekle ve daha uzun sürelerde çalışma moduna girer.
Öğrencinin derslere karşı gösterdiği isteksizliği psikolojik nedenlere bağlayıp, eğitimi, okulu, öğretmenleri tamamen devre dışı bırakmak, öğrenciye ve onun geleceğine en büyük darbeyi vurmaktır.

Psikolog ile bir çözüm bulamayan aileler bu defa “KOÇ” adı altında türeyen ve genellikle eğitim ile hiç ilgisi olmayanlara çocuklarını teslim etmeye başlıyorlar ve eğitimdeki geri tepme sürecinin en ağır sonuçlarına doğru sürüklenme sürecine giriyorlar.


KOÇ GİBİ KOÇ SÜRECİ
KOÇ çocuğu ne kadar çok sıkıştırır, ne kadar çok korkutur ise çocuk o kadar çok çalışır ve aile de “bu koç koç gibi bir koç” psikolojisi ile, koça alkışlar tutar ve yeni kurbanları ona gönderir.

Sonuçta çocuk kazanamasa dahi koç gibi koç, koç gibi koçluk yapmış, ama çocuk yetersiz ve kapasitesiz algısı ortaya çıkar.
Eğitim bilimleri ve öğrenme yöntemleri ve de öğretme teknikleri asla hata götürmez.

Dünyanın en kritik bilim dalı olan eğitim psikolojisi, kuralları ihmal edildiğinde ortaya sadece bir felaket çıkar.
Aileler; çocuklarınızın çalışma ve masada kalma süresi ölçütünüz olmamalı. Ölçütünüz sadece ve sadece öğrenebilme olmalıdır.
Eğitimdeki koçluk süreci sadece rehber öğretmenler tarafından ya da rehberliği çok iyi bilen öğretmenlerce yerine getirilirse sakıncasızdır diyebiliriz.

Eğitimdeki geri tepme süreci, öğrencinin okuldan dershaneye, dershaneden özel derse, özel dersten psikoloğa, psikologdan eğitim koçuna doğru kayıp gitmektedir.
Bakalım eğitim koçundan nereye tepecek? Bekleyip görelim.